20 Mart 2010 Cumartesi

Dün Dündür...




Bölüm 1

Tarih: 17 Mart 2007... Manisaspor ile Sakaryaspor, 2006-2007 sezonunun 25. haftasında Manisa 19 Mayıs Stadı’nda karşılaşıyor. Maç 1-1 devam ederken 38. dakikada hakem Cüney Çakır, Manisaspor kalecisi Bülent Ataman’a kırmızı kart gösterince Ataman, Çakır’ı itip kakıyor, tam diğer oyuncular araya girip Ataman’ı Çakır’dan uzaklaştırmışken bu kez Manisaspor yardımcı antrenörü sahaya girip Çakır’a saldırıyor ve Cüneyt Çakır bunun üzerine karşılaşmayı tatil ediyor. Daha sonra TFF, maçı 3-0 hükmen Sakaryaspor lehine tescil ediyor.

Tarih: 12 Ağustos 2007... Trabzonspor ile Sivasspor, 2007-2008 sezonunun ilk haftasında Avni Aker Stadı’nda karşı karşıya geliyor. Maç 1-0 Trabzonspor’un üstünlüğüyle sona ermek üzereyken, duraklama dakikalarında tribünlerden fırlayan birkaç kişi sahaya giriyor, bunlardan biri de Sivassporlu Mehmet Yıldız’a tokat atıyor. Yaşanan karışıklık sonrasında da hakem Bülent Demirlek karşılaşmayı tatil ediyor. Daha sonra TFF, maçı 3-0 hükmen Sivasspor lehine tescil ediyor. Trabzonspor’un sahası 5 maçlığına kapatılıyor.

Tarih: 14 Mart 2010... İstanbul B.B. Spor ile Diyarbakırspor, 2009-2010 sezonunun 25. haftasında İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda karşılaşıyor. Karşılaşma 0-0 devam ederken 87. dakikada İBB, Herve Tum’un golüyle 1-0 öne geçiyor. Golün hemen ardından tribünlerden atlayan onlarca kişi sahaya girip İBB’li oyuncuları kovalamaya başlıyor. İBB’liler soyunma odasına zor kaçıyor. Hakem Hüseyin Göçek de olaylar üzerine maçı tatil ediyor. Daha sonra TFF, maçın o dakikadaki 1-0’lık skorunu tescil ediyor. Diyarbakırspor’a ayrıca 3 maç seyircisiz oynama cezası veriliyor.

Bölüm 2

Tarih: 22 Kasım 2004... Beşiktaş ile Çaykur Rizespor, 2004-2005 sezonunun 13. haftasında İnönü Stadı’nda karşı karşıya geliyor. Maç sırasında tribünlerde iki kişi arasında bir tartışma çıkıyor ve bunun sonucunda şahıslardan biri diğerini bıçaklıyor. Bıçaklanan vatandaş kısa bir süre sonra hayatını kaybediyor. Olay nedeniyle Beşiktaş’ın sahası 3 maçlığına kapatılıyor.

Tarih: 20 Temmuz 2005... Fenerbahçe, sezon öncesinde bir özel maçta, İngiltere’nin Everton takımıyla, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda karşılaşıyor. Maç sırasında tribünlerde bir kişi silahla bacağından vuruluyor. Silahla ateş eden bulunamıyor, dahası silahla stat içinden mi ateş edildi, stat dışından gelen “yorgun” bir kurşunla mı bu yaralanma oldu, o da bilinmiyor. Zaten bu konuda emniyet ne kurşunun balistik raporunu yayınlıyor, ne de vurulan kişiyle ilgili Adli Tıp’tan bir rapor çıkıyor. Daha sonra TFF, maçta herhangi bir gözlemcisi ve temsilcisi de yer almasa dahi, Fenerbahçe’ye 1 maç seyircisiz oynama cezası veriyor.

Tarih: 14 Mart 2010... Galatasaray ile Ankaragücü, 2009-2010 sezonunun 25. haftasında Ali Sami Yen Stadı’nda karşılaşıyor. Galatasaray’ın 3-0’lık üstünlüğüyle biten maçın hemen sonrasında, tribünlerde birkaç kişi arasında bir kargaşa yaşanıyor. Daha sonra bu şahıslardan ikisi, kavgaya tribünlerin üst katını alt kattan ayıran panelin üzerinde devam ediyor. Kavga sırasında da hasmının yumruklarından kaçmaya çalışan şahıs, bu noktadan alt kata dengesiz bir biçimde düşüyor ve ciddi şekilde yaralanıyor. Daha sonra TFF, Galatasaray Kulübü’ne olayla ilgili 100 bin TL para cezası veriyor.

Bölüm 1’in Değerlendirmesi

Aslında çok bir değerlendirme yapmaya dahi gerek yok bununla ilgili. Olay tamamen Diyarbakırspor’un bir önceki hafta Bursaspor ile yine tribün olayları nedeniyle “oynayamadığı” karşılaşmayla alakalı. O maç, TFF tarafından 3-0 hükmen Bursaspor’un lehine tescil edilince, işler zaten biraz çetrefilli bir hal almıştı. Zira kurallar gereği bir sezonda iki kez hükmen mağlup sayılan takım otomatikman bir alt lige düşüyordu. Dolayısıyla İBB maçında Diyarbakırspor’un hükmen mağlup sayılması durumunda küme düşeceği kesindi.

Bu noktada iki sorun vardı. Biri siyasi... Diyarbakırspor, deplasmandaki Bursaspor maçı başta olmak üzere bu sezon ırkçılığa varan tepkilerden yana çokça dert yanmışken, bu yaklaşımların cezasız kalıp Diyarbakır’ın çıkardığı olaylara ceza kesilerek bunun sonucunda küme düşürülmesi de açık bir ayrımcılık göstergesi olarak algılanacaktı. Bu da doğrudan doğruya bir siyasi tartışmaya zemin hazırlayacaktı. Daha doğrusu, Kürt sorunu tartışmalarına yeni bir eklentide bulunacaktı.

Diğer sorun ise TFF’nin bence asıl olarak kafayı taktığı ve işleri yüzüne gözüne bulaştırmasına yol açan sorun. İşte müsabaka talimatnamesinin konuyla ilgili 20. maddesinin 4. bendi:

Bu maddede belirtilen sebeplerle aynı sezonda ikinci kez müsabakanın
tamamlanamamasına sebebiyet veren takımlar, bulunduğu sezonda müsabakalardan
çıkarılarak, bir alt lige düşürülür ve bu takımla müsabakası olan takımlar müsabaka
yapmaksızın hükmen galip sayılırlar. Bu durumda olan takımların takip eden sezonda
müsabakalara alınıp, alınmaması konusunda TFF Yönetim Kurulu karar verir. Alt lig
bulunmaması halinde kulüpler bir yıl(sezon) müsabakalara alınmazlar.


Dikkatli okunursa buradan anlaşılan, bir takımın iki hükmen yenilgi aldıktan sonra küme düşürüldüğünde, kalan maçlarında rakiplerinin hükmen galip sayılacağı. Ancak bunun açık açık ifade edilmediği de bir gerçek. Kaldı ki bu sezon Ankaraspor ligde dört maç oynadıktan sonra küme düşürülmüş ve Ankaraspor’un kalan 30 maçı değil, daha evvelden oynadığı dört maç da rakipleri lehine 3-0 hükmen tescil edilmişti.

Dolayısıyla TFF, Diyarbakır’ı küme düşürecek olsaydı, Yeşil-Kırmızılıların o ana kadar oynadığı maçlarla ilgili nasıl bir karar alacağı da çokça tartışılacaktı. Bu sezon Diyarbakırspor’a ikişer puan kaybeden Fenerbahçe ile Beşiktaş, hatta üç puan kaybeden Trabzonspor, Diyarbakır’ın tüm maçlarının rakipleri lehine 3-0 hükmen tescil edilmesi için baskı yapacak, öte yandan da Galatasaray cephesi bunun aksi yönünde karar alınması için kolları sıvayacaktı. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını...

Kısacası TFF, Diyarbakır’ı küme düşürmeyerek, bir bakıma ne şişi yaktı ne de kebabı...

Bölüm 2’nin Değerlendirmesi

Daha önce Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarında yaşanan olaylarla son Galatasaray maçında yaşanan olay arasındaki en bariz fark, ilk iki olayda yaralayıcı bir silah kullanılırken üçüncü olayda böyle bir silahın bulunmaması. Galatasaray’ın aldığı cezanın farklı olmasını mazur gösterenler, bu duruma işaret ediyor ve diğer cezaların, stada yaralayıcı bir alet sokulmasıyla alakalı olduğunu söylüyor.
Ancak üç olayda da sonuç olarak bir insanın hayatına kast edecek hareketlerde bulunulmuş. Bu eylemlere verilecek cezada öncelikli olarak buna bakılması gerekmez miydi? Muhtemelen gerekirdi ama burada da TFF, Galatasaray’ın bir sonraki iç saha maçının Fenerbahçe maçı olması nedeniyle zorda kaldı. Gidilecek iki yol vardı: Galatasaray’ın sahasını kapatmak veya Galatasaray’ın sahasını kapatmamak. Bunlar içinden hangisi daha uzun süre tartışma yaratacaksa, TFF diğer yola saptı.

Kısacası ikinci kritik vakada da TFF hukuki bir değerlendirme yapmaktansa “hangi kararı alırsak başımız daha az ağrır” yöntemini uygulamayı tercih etti.

Sonuçta ortaya geçmişteki emsallerle çelişen kararlar çıktı. Ligin de çivisi çıktı.

Ne demişti ünlü bir Türk büyüğü? Dün dündür, bugün bugündür! İşte şimdi bu zihniyetin son 40 yılda Türkiye’yi getirdiği noktayı bir göz önüne getirin, sonra da aynı düsturu benimseyen bu TFF yönetiminin Türk futbolunu gelecekte ne gibi bir noktaya getirebileceğini hesap edin.

Hayırlı olsun tekrardan...

3 yorum:

bora dedi ki...

Futbol,sahada üzerinde oynanan, gol atıp üstünlük sağlayarak 3 puan almayı amaçlayan bir oyundu sanki benim hatırladığım.

İlker Yılmaz dedi ki...

28 ağustos 2005 tarihinde inönü stadında oynanan beşiktaş-diyarbakırspor maçı sonunda okan buruk diyarbakır teknik direktörüyle kavga etmiş ve tribünlerden de sahaya taraftarlar girmişti. sonuç olarak okan buruk'a 3 maç ceza, beşiktaş'a da saha kapatma cezası verilmişti. beşiktaş'ın evinde oynayacağı bir sonraki maç kimleydi dersiniz. evet fenerbahçe ile oynuyordu. derbi taraftarsız oynanamayacağına göre ceza tahkim kurlunun kararıyla para cezasına çevrildi ve derbi oynandı. geçmişe dönüp şöyle oldu böyle oldu diye dillendirmeye gerek yok. sonuçta ortada bir saha kapama cezası vardı ve bu ceza beşiktaş-fenerbahçe derbisinde uygulanacaktı. derbiyi başka bir stadda oynatmak istemeyen federasyon saha kapama cezasını para cezasına çevirdi.
oluyor memlekette böyle şeyler. şahsen ali sami yen'in kapatılacağına hiç inanmamıştım. öyle de oldu. dün dündür bugün bugündür işte.

ruya tabirleri dedi ki...

hangi kararı alırsak başımız daha az ağrır ? inanın süleyman demirel bir alem biz başka bir alem buluşma şansımız yok