12 Mart 2008 Çarşamba

Sahte Yıldız




Inter’in Liverpool karşısında iki maçta da tutunamamasında hakem kararları “skandal” derecesinde etkili olmuştur muhakkak. Sonuçta ilk maçta Materazzi’nin gördüğü iki sarı kart da, bu maçta Burdisso’nun gördüğü ikinci sarı da, hakemlerin her iki maçta da uyguladığı kart standardının çok ötesindeydi. Yani bu iki oyuncuya kart gösterdikleri pozisyonlarda da standartlarının dışına çıkmasalar, Inter iki maçı da on bir kişi tamamlayabilirdi. Veyahut iki maçta da kart standartlarını Materazzi ve Burdisso’ya göstermiş oldukları kartlardaki seviyeye çekselerdi, o zaman Liverpool da iki maçta en az 3-4 oyuncusunu erkenden soyunma odasının yolunu tutarken izlemek zorunda kalabilirdi.

Bu durum teknik direktör Mancini’den 35 yaşında olmasına rağmen 20’lik bir delikanlı gibi varını yoğunu ortaya koyan kaptan Zanetti’ye, Cambiasso’dan Maicon’a, Başkan Moratti’den sokaktaki sıradan bir Inter taraftarına kadar her Interli için bir bahane yaratabilir belki ama bir kişiyi hariç tutmak lazım: Zlatan Ibrahimovic.

Zlatan’ın sahadaki halini tavrını gören uzaydan geldiğini zanneder herhalde. Mütemadiyen bir “küçük dağları ben yarattım” havaları... Kariyerinde henüz ciddi bir uluslararası başarısı olmayan bir oyuncu için gerçekten çok fazla cüretkar tavırlar bunlar. Hayır, gerçekten bu burnu havadalığı mazur gösterebilecek performanslar sergilese kimsenin yine bir diyeceği olmayacak. Platini de ukalanın önde gideniydi mesela. Ancak Juventus’a kazandırmadığı kupa kalmamıştı.

İşin kötüsü Zlatan’ın bu ukalalığı sahada korkunç bir egoistlik olarak da kendini gösteriyor. Takımda başka frikik atacak adam yokmuş gibi her duran topta topun başına geçen o. Vurdukları da genelde kargaları ürküten cinsten! Bugün Liverpool maçında en az üç pozisyonu bu şekilde başlamadan bitirdi.

Egoistliği sadece duran toplarda olsa gene iyi! Maç içinde öyle pozisyonlarda topu arkadaşlarına çıkarmak yerine kaleyi düşünüyor ki! Sayesinde Milano nüfusunun önemli bir bölümü kellik sorunuyla karşı karşıyadır herhalde. Bugün maç 0-0’ken topla boş kaleye yürümesi kuvvetle muhtemel Cruz’a asist yapmaktansa reklam panolarını dövmeyi tercih etmesi, o pozisyondan kısa bir süre sonra da Liverpool’un 1-0 öne geçmesi, Zlatan’ın başta da dediğimiz gibi şu iki maçlık seri sonrası neden hakem bahanesinin arkasına sığınamayacak tek Interli olduğunun da en güzel örneğidir muhtemelen.

Zlatan dünyada top tekniği belki de en yüksek birkaç santrfordan biri olabilir. Lakin bu tekniğini taç çizgisi kenarında lüzumsuz topuk pasları yapmaktan başka bir yerde sergilemeyip üstüne üstlük takım oyunu çarkına da sürekli çomak sokacaksa, Inter için bu yaz geliştirilebilecek en iyi strateji, Zlatan’a 50 milyon euro bonservis bedeli ödeyebilecek tabiri caizse bir “enayi” bulmak olacaktır. O paraya teknik kapasitesi taç çizgisi kenarında akrobasi gösterisi yapacak kadar yüksek olmasa da en azından yanındaki arkadaşına pas verecek kadar egolarından arınmış 2-3 santrfor bulsa Inter, takım şu ankinden kesinlikle bir kademe daha üste çıkacaktır.

Hazır Premier Lig’de birçok takım para babalarının eline geçmeye başlamışken, Inter “enayi” bulma fırsatını bir an önce değerlendirmeli. Benim şahsen bu konudaki bir numaralı adayım bu sene santrforsuzluktan dolayı büyük hedeflerinin uzağında kalan Manchester City’nin sahibi Shinawatra. Tabii Moratti’nin de Shinawatra’dan aşağı kalır yanı yok, dolayısıyla seneye de Inter’in “Zlatan Düşler Ülkesinde” masalının yeni bir bölümünde Şampiyonlar Ligi’nde gruptan rahat rahat çıkıp, ardından karşısına gelen ilk rakibe takıldığını görmek şaşırtıcı olmayacak. İki senedir olduğu gibi...

1 yorum:

Ortega dedi ki...

Bu adamla ilgili bir biyografi yazisi okumustum. Yanlis anlamadiysam, genc takimdayken bir macin ikinci yarisinda oyuna girmis ve bir duzineden fazla gol atarak, ilk yari fark yiyen takimini, ikinci yari galibiyete tasidigindan bahsediyordu o yazida. Gerci almancaydi makale ve benim almancam pek iyidir. Yanlisimiz varsa, duzeltilsin mumkunse..