16 Şubat 2008 Cumartesi

Sisteme Göre Transfer Yapamama Sorunu




2002 yazında Fenerbahçe Ortega’yı transfer etmeye kalkıştığında bütün spor kamuoyu bu olaya kilitlenmişti. Çoğunluk Ortega transferinin Türk futbol tarihinin en önemli birkaç transferinden biri olacağını söylüyordu. Hatta sadece Fenerbahçe cephesine bakıldığında Ortega kulübün gelmiş geçmiş en büyük transferi olacaktı. Takımın hali hazırda Rapaiç, Revivo, Yusuf ve Ceyhun gibi o mevkide oynayan oyuncularının olduğu ve öncelikle transfer yapılması gereken mevkiin orası olmadığını söyleyenlerin sayısıysa bir elin parmaklarıyla ifade edilebilecek kadar azdı.

Sonuçta Ortega geldi, ilk başta haliyle yer yerinden oynadı. Lakin çok geçmeden takımda sistem arızaları baş gösterdi. Dönemin teknik direktörü Werner Lorant 3-1-4-2 veya 3-2-3-2 gibi demode sistemler uyguluyordu zaten ama eldeki ofansif orta saha oyuncularının sayısı hesaba katıldığında bu sistemlerin bile kendi içinde sorunlar yaşanıyordu. İlla bu sistemler denenecekse ilk yapılması gereken sağ ve sol kanatlara oyunu 70-80 metrelik koridorlarda oynayabilen kanat beklerinin alınmasıydı. Ancak Fenerbahçe tercihini ofansif orta sahadan yana kullanmıştı. Sonuçta ne Ortega’dan ne de takımın geri kalanından verim alınabildi. Aynı yaz Galatasaray da Felipe ile benzer bir kumar oynamış ama sistem bu oyuncunun ağırlığını kaldırabilecek şekilde kurulmadığı için Felipe de hayal kırıklığı yaratan transferler arasına adını çabucak yazdırmıştı.

Türkiye’de son beş yıl içinde bir ofansif orta saha oyuncusunun ağırlığını kaldırabilecek en düzgün sistemi uygulayan kişi Christoph Daum’du. Alex’in alınmasının ardından, biraz da sezon ortasına doğru van Hooijdonk’un sakatlanmasıyla, Nobre’yi tek santrfor olarak kullanmış, Alex’in soluna Tuncay, sağına Serhat ya da Yozgatlı’yı çekip arkaya da iki defansif orta saha yerleştirince hem Alex hem de çevresindekiler dönemin en efektif futbolunu oynamaya başlamışlardı. Ancak bu çarka da çomak sokulmakta gecikmedi, Nicolas Anelka’nın bu sistem içinde yeri olup olmayacağı düşünülmeden sadece isme bakılarak bir transfer yapıldı, sonuç yine hayal kırıklığıydı.

Geçen senenin başında bu konuda örnek gösterilebilecek kontrolsüz bir transfer hamlesi de Beşiktaş’tan geldi. 10 numara pozisyonunda oynayabilecek Delgado alındıktan sonra aynı pozisyonun adamı olan Ricardinho da siyah-beyazlı renklere bağlandı. Ve bu iki oyuncu bir sezon boyunca bir arada doğru dürüst kullanılamadı. Delgado’nun oynamadığı maçlarda Ricardinho’dan üst düzey verim alınırken bu sezon da Ricardinho’nun oynamamasıyla birlikte Delgado Beşiktaş’taki en etkili günlerini yaşıyor.

Yine geçen sene sistem üzerine fazla düşünülmeden yapılan diğer bir transfer hamlesi, Fenerbahçe’nin Kezman ile Deivid’i Kadıköy’e birlikte getirmesiydi. Zico’nun başta kafasında 4-1-2-1-2 oynamak vardı besbelli ama bu sistemin de olmazsa olmazı iki kanat bekiydi. Bütün koridorun olduğu gibi Ümit ve Kerim’e emanet edilmesi, Tuncay’ın da orta sahada oynaması neticesinde sistem topyekun iflas etti, Daum’dan kalma sisteme dönülmesi zaruri oldu.

Bu sezona gelindiğindeyse transfer-sistem paradoksunu en çok Galatasaray’ın yaşadığını gördük. Sanki en çok ihtiyaç duyulan şey bir 10 numaraymış gibi sarı-kırmızılılar yangından mal kaçırırcasına Lincoln’ü transfer etti. Lincoln’den yararlanılması için önde tek santrfor olarak oynayabilecek bir oyuncu ve iki de iyi ön libero şarttı takıma. Eldeki oyuncular ve Linderoth ile Barış’ın transferi düşünüldüğünde arka taraf sağlama alınmıştı ama ilerde Hakan Şükür haricinde tek santrfor oynayabilecek bir isim yoktu. Hakan da yaşı nedeniyle sezon boyunca o mevkiin ağırlığını kaldırabilecek durumda değildi. Sonuçta Galatasaray, biraz da sakatlıkların yardımıyla, kendisi için en ideal sistem olan düz 4-4-2’ye döndü, Lincoln de mecburen ıskartaya çıktı.

Yakın tarihte yaşanan bu örnekler yetmedi herhalde ki en son geçen gün Aziz Yıldırım’ın dünyaca ünlü bir santrforla anlaştığını açıkladığını okuduk yazılı basında. Fenerbahçe 4-2-3-1 oynamaya devam edecekse ve yabancı sınırlaması da değişmeyecekse sarı-lacivertlilerin şu anda santrfordan önce sağ ve sol açık transferlerine ihtiyacı var ama daha çok sansasyon yaratacağından olsa gerek hâlâ golcü peşinde koşuluyor. Takım halinde hücuma çok iyi çıkıldıktan sonra ortalama santrforlarla da çok iyi sonuç alınabilinir. Nobre gibi yetenekleri sınırlı bir oyuncu bile Fenerbahçe’de tek santrfor oynarken leblebi gibi gol atıyordu. Ancak takımın genel yapısında bir arıza olursa en kaliteli santrforlar bile istenen sonucu veremez. Anelka ve Kezman’ın sistem uyumsuzlukları nedeniyle kendilerinden bir türlü bekleneni verememeleri ortada.

Aziz Yıldırım’ın söz konusu açıklamasından sonra fısıltı gazeteleri santrfor adayı için en çok Wagner Love’ın ismini zikrediyor. Eğer Fenerbahçe 4-2-3-1 oynamaya devam edecek ve Wagner Love’ı bu sistem içine monte etmeye çalışacak olursa herhalde ilerde tek santrfor, bir süre Wagner Love’dan beklenenin alınamaması sonucunda, yine Semih oynar, arkasında da soldan sağa Wagner Love-Alex-Deivid şeklinde bir diziliş olur. Kanatlarda da bütün yük Carlos ile Gökhan’a biner. Zayıf takımlara karşı böyle bir dizilişle sonuç alınabilir belki ama kanatları çok iyi kullanan veya orta sahada iyi alan daraltıp sıkı pres yapan takımlara karşı bu anlayışla çok zorlanılır. Bunların her ikisini birden yapan takımlara karşıysa yandı gülüm keten helva!

Takımlarımızın sağlıklı sistemler oturtup bunlara göre transfer yapma vakitleri geldi de geçiyor. Ancak bunun nasıl olacağı hâlâ tam bir muamma. Bunun için öncelik transfer yetkisinin tamamen teknik direktörlere verilmesi ve taraftarın sansasyonel transfer beklentilerinin azaltılmasından geçiyor. Yani yöneticilerin kendilerini bir hayli geri plana çekerek ciddi bir fedakarlıkta bulunmaları gerekiyor. Bakalım mevzubahis fedakarlığı ilk kim, ne zaman yapabilecek?

4 yorum:

Ortega dedi ki...

Hani nick tercihimizden de anlasilacagi uzere, Lorant hakkinda yaptigim tum yorumlar elbette ki subjektif olacaktir, bu da haliyle yadirganabilir. Bunun icin bir sey yapamam ama sadece sunu soylemek istedim. Yusuf'u Pana deplasmaninda "bek" olarak oynatan bir adamin teknik direktorlugunden ben suphe ederim arkadas..

Daha da ne diyeyim..

Borges dedi ki...

Toplamda vermek istediginiz mesaja kesinlikle katilmiyorum, bunun yaninda oyuncunun veriminin miktari cokca zaman sistem tarafindan belirlendigi bir gercek.

Lincoln'den baslayalim. Cift forvetle oynamaz geyikleri burada üretiliyor. Ve son maclarda tek basina baskiya dayali bir düzen olustugundan dolayi lincoln oynamaz diyor, korkuyor pek cok galatasarayli.. Oysa sezon basi nasil oynadigini da biliyoruz.. Hadi Galatasaray oturmamis olsun, e adam en iyi performansini yillar yili Ebbe Sand Kuranyi ile beraber verdi, cift forvet.. cok da iyi oynadi masallah... nedir yani.. Alex Anelka varsa, sistemin sana getirecegi kar, bu iki futbolcunun sana getireceginden azdir dolayisla bu iki futbolcuya göre sistemini cok güzel bir sekilde degistirirsin.. Zira alacagin verim karsiliginda buna deger.. Velakin bir oyuncunun form tutmamasinin cok cesitli sebebleri vardir, lig dahi tek basina buyuk etkendir, ben bugün premiere ve bundesligada oynayan pek cok oyuncunun istedigi en uygun sistemi bulsa dahi burada oynamayacagini dusunurum, bir kac buyuk mac haric.. Ortega ve hatta iyi oynamasina ragmen ülke disinda basari gösteremeyenler ve ayni zamanda Diger ortega'nin da üzerinde durdugu gibi "lorant" gibi kötü bir teknik adamin elinde olmasi.. Felipe keza oynadigi süre icerisinde bana göre faydali olmus, neden kesildigini ve hatta en önemlisi neden gönderildigini bugün dahi anlamis degilim, bir zamanlarin muhtesem basarisinin gölgesinde kalinmis, emre-okan-suat gibi agresiv oyun tarzini benimsenmesi istenmis ve gönderilmis.. Terim'in gecmisinin esiri olmasinin sebebidir.. Basari önemlidir.. Capone aslinda tam da sistemine uygun adam oldugu icin degil bir sekilde oturmus bir takima gelip monte edildigi icin basarili oldu, bugün ayni sistemde tekrar gelse basarili olamayacaktir kesinlikle..

Ribery, bugün Arda'nin onda biri kadar kosan bir adam.. Kanat olduguna bakmayin kanattan oyunu kurar bayern munchen.. Arkada iki ön defansiv orta saha var. Birisi sol aciktan bozma ze Reborto.. CIft forvet.. Lincoln cift forvet ile oynadi yillar yili, en basarili oldugu dönem hep cift forvet vardi, diego bayern macinda iki forvet bir de kanatta da forvetimsi adamla oynadi.. Hemen hepsi basarili oldu.. bugün Galatasarayin dahi üzerinde durmasi gereken nokta budur. Mesele kosan/kosmayan ayrimi oldugu kadar bir sekilde kaptigi toplarin buyuk cogunlugunu yanindakine vermekten öte islevi olmayan oyunculardan kurulu olmasi.. Bu da gereginden fazla düz oyun ve cok fazla top kaptirma... dolayisla cok fazla top kapmak ve orta sahalar prese dayali oyuncularindan kurulmak zorunda kaliyor.. Baris Özbek dört tane daha fazla topu size hediye eder, sadece kendisi bunlardan ücünü carcur eder..

Velakin bir daha soyle toparlayayim: Sistemi oyuncular belirler.. Galatasarayin bugün dahi 10 numaraya ihtiyaci var.. Bu sekilde deli danalar gibi kosup kosup sonuc alamamasinin nedeni de yaratici orta saha yoksunlugudur.. Bir tek Arda vardir, o da yoruldugundan önündeki adama pasi verecek dermani kalmiyor ki calim atsin, onu bunu yapsin beklentisi var.. Fenerbahce macinda, ondan önce oynadigi baski kurdugu velakin pozisyon bulamadigi hemen her macta eksikligini cektigi tek nokta: yaraticilik,, yaratici orta saha, 10 numara.. yoktur gibi bir analiz yerinde degildir kesinlikle, katilmiyorum.. Oyuncularin veriminde sistem cok önemli etkendir ama tek neden de bu degildir.. Ülke ligi, teknik adam, kosullar, uyum ve hepsi..

Onur Erdem dedi ki...

Lincoln kesinlikle 'cift forvet arkasinda oynayamaz' dememek lazim tabii. Almanya'daki gibi iki tane iyi kanat bekinin oldugu bir 4-1-2-1-2 sisteminde oynar cift forvetin arkasinda. Bu diziliste kanat beklerini bulmak cok onemli, benim aklima daha cok yatan 4-2-3-1'deyse tek santrfor olabilecek birisini bulabilmek elzem, sistemin isleyebilmesi icin.

Oyuncular mi sistemi belirler, sistem mi oyuncuyu meselesine gelince... Oyuncu sisemi belirlerse kisa sureli basarilar yasanir, sistem oyuncuyu belirlerse daha uzun sureli basarilar yasanabilir. Manchester United 20 senedir ayni sablonla oynuyor, Ferguson artik transfer yaparken de hep o sablona uyacak adamlari gidip aliyor.

Kaldi ki halihazirda isleyen bir sistem varsa, yeni gelen oyuncularin yeni bir sistem sekillendirmesi de isleri arapsacina cevirebilir. Chelsea'de Mourinho'nun isine burnunu sokanlar gidip Sheva'yi getirdi, adami cift forvet oynamaya zorladilar gecen sene, gelinen nokta ortada.

Borges dedi ki...

Öncelikle tesekkür etmeyi unutmusum, güzel bir yazi, derleme, inceleme.. her seyden önemlisi bu sanirim.

Bunun disinda yazdim ve öyle gönderdim, cokca zaman düzen, disiplin sorunu burada da ayni sekilde kendisini gösteriyor.

Sonrasinda ise.. Ferguson'un yillar yili ayni sekilde oynadigini düsünmüyorum.. Nistelroy ve Andrew Cole zamani baskadir, simdi pivot santrafosuz yer yer tek forvet, kimi zaman cift forvet diye gider.. Belki ferguson vardir sadece kökten degisiklik yapan kendi sisteminde..

Bir de su var. Sistem olarak arkadaki dörtlüyü bozmadiginiz vakit bütün ayrinti orta sahada oynayan oyuncularin farkliliklarina bakar,, Az kosan teknik oldu mu bir olarak öne cikar, arkada toparlayici görevini gören geride bir olarak cikar.. Kanatlar da yer yer kendisini farkli sekilde isimlednirebiliyor.. Arkadaki dörtlüyü üce indirmediginiz vakit sistemde köklü bir degisim olmuyor. Bir teknik adam da ortadaki oyuncularin varyasonlariyla degisen sistemleri takima adapte etmelidir, edebilen adama ben "teknik direktör" diyorum ,yer yer bunu rakipler karsisinda dahi uygulayabilmeliler.. Ya da elinizdeki oyunculara göre bir sistem ortaya koyabiliyorsaniz.. Teknik adamsiniz zaten.. Ribery'i oynatmaktir mesele, Lincoln'u oynatmaktir.. Keza Ortega'yi..

Hitzfeld, farkli iki takim ile Sampiyonlar ligini alan faal tek adam, digeri Ernst Happel.. Dortmund da iken baskadir, Bayern Munchen'de birinci seferinde Elberli,Effenbergli iken baskadir, Simdi cift uzun forvet, bir ribery ve iki defansiv orta saha ile cok baskadir.. Mesele bu varyasyonlari takimlara adapte edebilmektir. Dünyada da sadece iki adam vardir -wenger ve ferguson- uzun yillar bir klupte kalip ayni zamanda basarili olan.. Ve elbette otomatige baglaniyor, yine de düsüs zamanlarinda köklü degisim de gözden kacmiyor.. Man U her daim Roney-Ronaldo ikilisini bulmak zorunda degil, eline gelen oyuncuya göre sekillendirebilmelidir teknik adam, yoksa isi zor..