21 Aralık 2007 Cuma

Şarlatanlar!




Bizim milletimiz futbolu sanılanın aksine sevmez. Futboldan anladığımız adi bir sidik yarışından ibarettir. O yüzden ülkede sadece ama sadece “hiç şampiyonluk görmemiş bir takımı” tutan olmaz. Hangi vilayete giderseniz gidin illa ki üç büyükler arasında paylaşılmıştır taraftarlık pastası. İnsanlar kendi vilayetlerinin takımlarını genelde garnitür olarak bunun yanına “ikinci takım” sıfatıyla yerleştirirler. Futbol futbol olduğu için sevilmez, Fenerbahçeliysen Galatasaraylı, Galatasaraylıysan da Fenerbahçeli tanıdıklarına sataşmak, onlarla sidik yarıştırmak için sevilir genelde. Hal böyle olunca insan kendi takımının ve rakibinin maçlarından başka pek maç falan da seyretmez.

Ancak bizim milletin bir özelliği daha var, o da kumarbaz ruhlu olması. İddaa hayatımıza gireli beri yukarda anlattığım tablo değişmeye başladı. Eskiden sınırlı bir alanda futbolu takip etmekle yetinen insanımız şimdi bir koyup bin alma sevdasına neredeyse Madagaskar Ligi’ni bile takip edecek şevke sahip oldu.

Tabii bu durumdan nemalanmaya çalışacak uyanıklar da peyda olmakta gecikmedi. En saygınından en uyduruğuna kadar her gazetede bahis yorumcuları türedi. Çoğu ne idüğü belirsiz (Allah bilir yarısı çaycılık yaparken bir kupon tutturup sayesinde köşeye yamanmışlardır) vatandaştan oluşan bu güruhun en rahatsız edici yönüyse genelde zır cahil olmalarına rağmen çok şey biliyormuş havalarına girip insanı aptal yerine koymaları.

O kadar rahat ahkam kesiyorlar ki! Efendim Sundsvall-Enköping maçı “banko bir” olurmuş, sabaha kadar oynansa ev sahibi ekip rakibine şans tanımazmış, günün bankosuymuş.

Yahu İsveç 2. Lig maçından bahsediyorsun be adam! Bahsettiğin takımlardan bir oyuncu ismi saymayı bırak, o takımların rengini bile bilmiyorsun. Biliyorsan da CM oynarken öğrenmişsindir. Kısacası nitelik olarak neredeyse hiçbir bilgin yok o takımlarla ilgili. Tek yaptığın şey Sundsvall’ın iç saha puan tablosundaki durumuyla Enköping’in dış saha puan tablosundaki durumunu karşılaştırmak, sonra da ona göre atıp tutmak.

İşin kötüsü “şeyh uçmaz mürit uçurur” hesabı kendi spor servisleri de fena gazlıyor bu şarlatanları. Hepsinin isimlerinin başında “İddaa profesörü”, “İddaa uzmanı”, “Bay Tahmin”, “Bahis ustası”, “Mr. Banko” gibi saçma sapan unvanlar. Sen adamı böyle allayıp pullarsan o da ne olduğunu şaşırıp adını ilk defa duyduğu takımların hayat hikayesini anlatmaya kalkar tabi. Sonunda da üstteki fotoğraftaki kılığa bürünecek kadar şarlatanlaşır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Öncelikle blogunu zevkle okudum. Elline emeğine sağlık. Katılmadığım nokta şampiyon olmamış takımı tutma olayı.ANKARAGÜÇLÜLER olarak şampiyonluk görmedik. Ama her hafta min:10.000 kişi ile tirübündeyiz. Bi gün senide bekleriz. Saygılar ÖZGÜR BAĞIŞ ANKARA. sm216k@hotmail.com