23 Aralık 2007 Pazar

Milan Bu Sene Eksi Kaç Puanla Başlamıştı Lige?




Ülkemizde futbolun bir masa başı oyunu haline gelmesine alıştığımızdan mıdır nedir, geçen sezon İtalyan futbolunda girişilen temizlik operasyonunu birçoğumuz yeterince idrak edemedik. İnsanlar Inter’in ligde uzak ara lider gitmesini hep “şike skandalı” neticesinde Juventus’un ligden düşürülmüş olmasına, Milan’ın da ligde -8 puanla başlamasına bağladılar.

Bu düşünce elbette ki en başından “sakatlık” içeren bir düşünceydi. Neden sakat olduğunu kısaca açıklayalım. Şike skandalının baş aktörlerinden Milan asbaşkanı ve CEO’su Adriano Galliani 1986’dan, Juventus genel direktörü Luciano Moggi de 1994’ten beri görevdelerdi. Moggi öncesi Galliani döneminde Juventus şampiyonluk göremezken Milan Serie A’yı dört kere zirvede tamamlamıştı. Dönemin diğer şampiyonları iki kereyle Maradona’nın Napoli’si ve birer defayla da Inter ile Sampdoria’ydı. Moggi’in de Zebralar’da işbaşı yapmasıyla birlikte Serie A iki kutuplu bir lig haline geldi ve 1994-95 sezonundan 2003-04 sezonunun bitimine kadar Milan 3, Juventus da 5 şampiyonluk aldı. Roma ve Lazio’ysa birer defayla teselli buldular. Inter’se hep uzaktan baktı Scudetto’ya... Galliani ve Moggi’nin maçların skorlarını önceden ayarlama becerileri ve bu iki yöneticinin takımlarının Serie A şampiyonluklarını bir “değiş-tokuş merasimi” haline getirmeleri bile malum skandalın aslında sadece 2004-05 ve 2005-06 sezonları üzerinde bir ayar çekilerek hafifletilemeyeceğinin bir göstergesi olmaya yeterliydi. Yine de “hiç yoktan iyidir” denilecek durum gerçekleşmişti ve önceki cümlede adı geçen sezonların ilkinde Juventus’un şampiyonluğu elinden alınırken ikincisinde Juventus ve Milan toptan bir kenara itilmiş, Inter’e de hakkı olan şampiyonluk teslim edilmişti. Bazıları nedense Juventus ile Milan’ın kazandığı şampiyonluklardaki “hile-hurdayı” görmezden gelip Inter’in başarılarına burun kıvırdılar. O hilelerin-hurdaların yapılmaması durumunda Inter’in çok daha fazla şampiyonluk kazanmış olabileceğini hesap etmek istemediler. İşte o kişilerin düşüncelerindeki bu sakatlığı, Inter içinde olduğumuz sezonda gösterdiği performansla bir kez daha onların yüzlerine vuruyor.

Bugünkü derbiye öncelikle bu açıdan bakmak lazım. Inter’in başarıları aşağılandıkça oyuncuları da dünyada “hakkı en az teslim edilen” (hani şu İngilizler’in ‘underrated’ dedikleri) futbolcular sıralamasında belli ki zirveye oynar hale gelmişler. Bu açıdan en çok altı çizilmesi gereken iki isim olan Cambiasso ile Cruz’un Inter’in iki golüne imza atan isimler olmalarıysa “ilahi adalet” biçiminde yorumlanabilir herhalde. Özellikle Cambiasso şu anki formuyla belki de dünyanın en iyi defansif orta saha oyuncusu. Ama görülmüyor, görülmek istenmiyor. Cruz da Cahit Sıtkı Tarancı’ya göre yolun yarısına gelmiş çoktan ama o yaştaki bir santrfor için akıllara zarar bir performans sergiliyor. Inter’in en önemli özelliğiyse müthiş bir pas trafiği kurabilmesi... Sağ tarafta Zanetti ile Maicon, sol tarafta da Maxwell ile Chivu, göbekteki Jimenez’in yardımıyla o kadar güzel verkaçlar kuruyorlar ki bir Kaka’nın veya Cristiano Ronaldo’nun bir maçta 1-2 kere yaptığı 3-4 rakip savunmacı ekarte eden o müthiş slalomların etkisini bu üçgenler maç başına en az 7-8 kere yapabiliyor. Sonra da Ibrahimovic ile Cruz’dan biri topla buluşturuluyor ve tabela değişiyor. Tabii bu uygulamaları görmeyenler için, 20 senedir hak ettiği yere anca gelmeye başlayan Inter hâlâ uyduruk bir takım! İnanılır gibi değil!

Maçta Milan Pirlo ile enfes bir frikik golü buldu. Bundan sonra yakaladıkları yegane pozisyonsa 87. dakikada Ambrosi’nin altıpas üzerinde geçtiği ıska... Başka bir üretkenlik gelmedi Rossoneri’den. Nerazzuri’yse geriye düşmesine rağmen hiç paniğe kapılmadan rahat rahat götürdü oyunu, tempoyu istediği gibi ayarladı, özellikle Kaka’yı gayet güzel kilitledi, skoru da fazla zorlanmadan lehine çevirdi. Milan zaten garip bir takım olmuş. Pirlo’nun duran toptan bir efsane yazması ve Kaka’nın da şapkadan tavşan çıkarması durumunda anca bir şeyler yapabilecek haldeler. Bu maçta koşullardan ilki gerçekleşti ama ikincisi olmayınca varlık dahi gösteremediler.

Maç sonu itibariyle Inter 17 maçta topladığı 43 puanla Serie A’nın zirvesindeki yalnız yolculuğuna devam ederken 14 maçta 18 puanı bulunan Milan eksik üç maçını kazanması halinde bile ezeli rakibine 16 puan uzaktan bakmakla yetinecek vaziyette.

Velhasıl, futbolseverlerin Inter’in durumunu sorgulayacaklarına, Galliani’nin hakemlerle telefon bağlantıları kesildiğinden beri Serie A’da gün yüzü görmeyen Milan’ın Avrupa kupalarındaki performansının da benzer bir hukuki mercek altına alınmasının gerekip gerekmediğini sorgulamaları futbol açısından çok daha faydalı olacak gibi görünüyor.

Zira bu sene ne Juventus Serie B’de, ne de Milan lige -8 puan cezayla başladı ama Inter yine Noel arifesinde “şampi...” unvanına layık oldu bile.

Hiç yorum yok: