1 Şubat 2010 Pazartesi

TSL’de 19. Haftanın Ardından

Fenerbahçe bu sezon ligin en kötü takımlarından biri olan Sivasspor’la oynadı belki ama dört oyuncusunun cezalı, iki oyuncusunun da sakat olduğu bir durumda çıktığı maçtan farklı bir skorla ayrılmaları, Sarı-Lacivertliler için önemli bir artıdır. Fenerbahçe ligin ilk yarısına sekizde sekiz yaparak başlamış ve sonrasında hayli düşe kalka gitse de zirveyi takipçilerine kaptırmamıştı. İkinci yarıda da bu ilk haftalarda yakalanacak bir seri, şampiyonluk yolunda atılacak büyük bir adım olur.

Galatasaray ise ligde son bir umut ışığı yakalamaya çalışan Denizlispor’a şans tanımadı. Denizlispor’un kalan 15 maçtan en az 30 puan çıkarması lazım kümede kalabilmesi için ki bu neredeyse şampiyon olan takımların puan ortalamasını tutturmaları anlamına geliyor. Yeşil-Siyahlıların tek avantajı, şampiyonluk mücadelesi veren takımlardan ikisine karşı şimdiden sıralarını savmış olmaları ama bundan sonrasında “8 galibiyet, 6 beraberlik, 1 mağlubiyet” veya “9 galibiyet, 3 beraberlik, 3 mağlubiyet” benzeri bir performans ortaya koyabileceklerine kendileri bile muhtemelen inanmıyordur.

Galatasaray haftaya ligin en zorlu deplasmanlarından birine, Kayseri’ye gidecek, o maçın ardından yeni transferleri ve ikinci yarıda ne gibi bir futbol düzeyine çıkabilecekleri hakkında daha net yorum yapılabilir. Kayseri iki haftalık duraklamadan sonra Antep deplasmanından galibiyetle döndü belki ama onların Galatasaray’a karşı pek şanslarının tutmadığını da vurgulamak lazım. Son beş buçuk yılda iki takım ligde 11 defa karşılaşırken bu maçların altısını Galatasaray kazandı, beş tanesiyse berabere bitti. İşin ilginci, 2004 yazında Erciyesspor adını alan ve daha önceleri 1973’ten 1998’e kadar aralıklarla dokuz kez birinci ligde mücadele eden eski Kayserispor da Galatasaray ile yaptığı 18 karşılaşmadan sadece birini kazanabilmiş ve rakibine 13 defa mağlup olmuştu.

Beşiktaş için “sessiz sedasız kazandı” denilebilir. Kongrenin patırtısı gürültüsü arasında Antalya maçı doğru dürüst gündeme dahi gelmedi. Trabzonspor toparlanmaya devam ediyor. Bu noktada iki haftadır yaklaşık 20 gol pozisyonuna girip bunların ancak çeyreğini gole dönüştürebilen Bordo-Mavililer için yeni transfer Teofilo Gutierrez’in takıma neler vereceği çok önemli. Zira birinin artık bu gol kaçırma hastalığına çare olması lazım. Gol kaçırma hastalığı demişken bir parantez açıp tekrar Fenerbahçe’ye dönmekte fayda var. “Semih’in ikinci golündeki aynı pozisyonda Güiza olsaydı ne olurdu?” diye sorası geliyor insanın.

Anadolu takımları içinde haftanın en iyisi Bursaspor’du. Eskişehir’e karşı fırtına gibi başladıkları maçı erkenden koparıp zirve mücadelesine ne kadar hevesli olduklarını gösterdi Bursalılar. Ancak peş peşe çok zorlu virajlara girecekler. Fenerbahçe kupa maçı, Ankaragücü deplasmanı, Fenerbahçe ile kupadaki ilk maçın rövanşı, Trabzonspor ve bu sefer de ligdeki Fenerbahçe deplasmanı... Bu beş maçın bitiminde Bursaspor’un muhtemelen bu sezon ne yapabileceği iyice netleşecektir.

Hiç yorum yok: