10 Şubat 2010 Çarşamba

TSL’de 20. Haftanın Ardından

Ligde 20. hafta maçları öncesinde Fenerbahçe önemli bir fırsatla karşı karşıyaydı zira Sarı-Lacivertlilerin takipçisi Galatasaray, ligin en zorlu deplasmanlarından biri olan Kayseri’ye gidiyordu, Fenerbahçe’yse kendi sahasında küme düşmemeye oynayan Diyarbakır’ı konuk edecekti. Ancak futbolda her zaman evdeki hesap yeşil sahaya uymuyor işte. Kayseri-Galatasaray maçı beklenen doğrultuda gelişti belki ama Fenerbahçe de Diyarbakır ile berabere kalınca rakibiyle arasındaki puan farkını açamadı. Dahası, zor bir maçtan beraberlik çıkaran Sarı-Kırmızılıların, göreceli olarak daha kolay bir maçta puan kaybeden ezeli rakiplerine karşı bu hafta ufak bir avantaj elde ettikleri de söylenebilir.

Yeri gelmişken Diyarbakırspor’un çağdışı savunma futboluna alkış tutan skor medyasına da değinmek lazım. Yeşil-Kırmızılılar neredeyse dört stoper ve dört ön liberoyla oynamaya çalışır gibiydi. Sekiz kişiyle otuz metrelik bir alana çekildiler ve amaçları bir kör dövüşü yaratıp bu kargaşada rakibin karambol beceriksizlikleri için dua etmek, duanın fayda etmeyeceği noktalardaysa tekme atmaktı. Büyük takımlara karşı çoğu Anadolu takımı sahaya bu anlayışla çıkıyor, genelde de bu taktik bir işe yaramıyor ve kaybediyorlar. Trabzon, Kayseri ve Bursa hariç bu sezon üç büyüklerin evlerinde Anadolu takımlarıyla yaptıkları maç sayısı 22 ve bu 22 maçta Anadolu takımları 6 beraberlik ve tek bir galibiyet alabilmişler. O tek galibiyet de Kasımpaşa’nın Saracoğlu’ndaki seyircisiz maçta aldığı galibiyet (Kasımpaşa’ya lafın gelişi Anadolu takımı diyoruz tabii).

22 maçta 9 puan, sezon geneline vurduğunuzda 14 puan dahi etmiyor. Ancak bu köhnemiş futbol anlayışı, bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi misali bir puan çıkarınca tabelaya bakanlar tarafından düzülen övgülerin ardı arkası kesilmiyor. Basında 70 yaşını geçmiş duayen bir isim, Diyarbakırspor’un oynadığı oyunu Cruyff’un Hollanda’sına bile benzetti ya artık ne dense boş bunun üzerine. Bu saçma futbol böylesine övüldükçe düzeleceği yerde gitgide daha da saçmalaşıyor ve ligde dört takım hariç 10 yıllık dönemlerde küme düşmemeye oynamamış tek bir takım dahi bulunamıyor. Çünkü bu ligde kısa yoldan kahraman olmanın yolu kırk yılda bir İstanbul’da büyüklerden bir puan koparabilmek. Bu yüzden bu sene Diyarbakır, Manisa ve Kasımpaşa gibi bu hedefe ulaşan takımlar sene sonunda küme düşse bile gelecek sezon Ziya Doğan, Mesut Bakkal ve Yılmaz Vural gibi teknik adamlar başka kulüplerde yine el üstünde tutulacak ve bu isimleri el üstünde tutan o kulüpler de mütemadiyen küme düşmeme mücadelesi verecek.

Ligde ilk dört sıradaki takımların puan kaybetmesi doğal olarak Beşiktaş ve Trabzon’un ekmeğine yağ sürdü. Ancak şu ana kadar zirvenin biraz gerisinde kalan bu iki ekibin durumları önümüzdeki iki hafta içinde daha net belli olacaktır. Bu hafta Trabzon çok kritik bir Bursa deplasmanına gidiyor. Kaybederlerse ilk üç umutları biter, kazanmaları halindeyse Galatasaray maçına kadar fikstür avantajını da kullanıp potaya girme şansını bile yakalayabilirler. Beşiktaş için de bir sonraki hafta Galatasaray’la oynayacağı derbi benzer öneme sahip. Tabii Siyah-Beyazlılar bunun ardından bir de Kayseri deplasmanına gidecek. Kısacası 23. haftanın sonunda şu an ligin ilk altı sırasında yer alan takımların kalan 11 haftada neyi hedefleyecekleri az çok belli olmuş olacak.

Sezonun en başarısız takımı Denizlispor, hemen üstünde yer alan Sivas’a deplasmanda kaybederek “de facto” olarak Bank Asya Ligi’ne “merhaba” dedi. Bundan sonra kalan haftalar küme düşecek üçüncü takımın kim olacağını belli edecek. Kasımpaşa son iki haftada 2-0 öne geçtiği maçlarda 5 puan kaybetmese küme düşme korkusunu hemen hemen üzerinden atacaktı belki ama şimdi tam da ateş hattının ortasında. Mavi-Beyazlılarda düşüşün başlaması Yılmaz Vural’ın çenesinin düşmesiyle gayet doğru orantılı. Aslında bunun makro örneklerini yakın zamanda Bülent Uygun ve Fatih Terim ile de görmüştük. Teknik adamlarımız kendilerini övme konusunda kendilerini kaybetmeye başladıkları andan itibaren sahada da kaybediyorlar.

Düşmeme telaşı 19 puanlı Manisa başta olmak üzere 20’şer puanlı Sivas, Diyarbakır, Ankaragücü ve 21 puanlı Kasımpaşa’nın şiddetle yaşadığı bir duygu ama 27 puanlı Gaziantep ve 28 puanlı Antalya’nın da gevşememesi lazım. Zira bu iki ekip 3-0’lık Ankaraspor jokerlerini daha ikinci yarının başında kullandılar. Rakiplerinin de gelecek haftalarda aynı jokeri kullanacakları hesaba katıldığında şu anda ince kırmızı hattın 8-9 değil sadece 5-6 puan gerisinde oldukları unutulmamalı.

Hiç yorum yok: