24 Haziran 2008 Salı

Bıktıran Muhabbet!



UEFA‚ yaptığı açıklamada Euro 2008 finalinde düdük çalacak hakemi açıkladı. 29 Haziran Pazar günü Ernst Happel´de oynanacak final mücadelesinde İtalyan hakem Roberto Rosetti düdük çalacak. Roberto Rosetti‚ Milli Takım´ımızın son oynadığı Hırvatistan mücadelesini yönetmişti. Annesi Hırvat olan Rosetti‚ maçın ardından sergilediği davranışlarla da taraf olduğunu göstermişti. Rosetti‚ penaltı atışını kaçıran Petriç´in yanına gidip bir Hırvat taraftar gibi onu teselli etmişti. 2002 yılından bu yana FIFA kokartıyla görev yapan 40 yaşındaki hakem‚ karşılaşma sırasında pozisyonlardaki takdirlerini çoğunlukla Hırvatlar lehine kullandı ve Emre Aşık‚ Tuncay Şanlı ile Arda´ya gösterdiği sarı kartlarla Almanya maçında cezalı duruma düşmelerine sebep oldu.

Yukardaki satırlar Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden birinden...

Rosetti’nin annesinin Hırvat olması, onun Hırvatları kollaması için yeterli bir sebepmiş bu haberi yazanlara göre. Öyle ki zaten maç içinde takdir haklarının çoğunu Hırvatlardan yana kullanmış adam!

Haberi yazanların tezlerini kuvvetlendirmek amacıyla bel bağladıkları bir diğer unsursa tepedeki fotoğraf. Adamın maç bittikten sonra yaptığı insani bir hareket bile hastalıklı zihniyetler tarafından ne şekilde yorumlanabiliyor.

Yıllardır hep aynı muhabbet. Ne zaman bir Türk takımı yabancılarla maç yaparsa yapsın hemen hakemlerden şikayetçi olunur. Hakem maçı gayet normal bir biçimde yönetmiş olsa bile. Aynı kişilerin yurtiçinde Türk hakemleri her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarında da “Türk hakemlerine güvenelim, hakem de insan, herkes hata yapabilir” diye konuşmasıysa felaket bir ironi örneğidir.

Neyse... Sadece şu kadarını söylemek lazım. Rosetti’nin derdi Hırvatistan’ın turu geçmesi olsaydı, Hırvatlar 119. dakikada 1-0 öne geçtikten sonra maçı 122. dakikaya kadar oynatır mıydı? Üstelik golden sonra oyuncu değişikliği talebinde bulunan Slaven Bilic’in bu talebini reddeder miydi? Adamın azıcık art niyeti olsa önce o değişikliğe izin verirdi, ardından da son düdüğü üflerdi. Kimse de buna itiraz edemezdi. 120. dakikada maçı bitirmesini bırakın, adam Rüştü’nün golle sonuçlanan o uzun topunda bile orta sahada top havadayken maçı bitirse kim ne diyecekti?

Bunları görmezden gelip hâlâ utanmadan her yabancıyı aleyhimize çalışmakla suçluyoruz. Bu yalanlarla kendimizi kandırdıkça da asıl eksikliklerimizin farkına asgari ölçüde varabiliyoruz. Allah bilir Rosetti’nin annesi Hırvat değil de Türk olsa bu sefer de kendisini vatan hainliğiyle suçlayacak kadar yüzsüzleşirdik.

Yazık!

2 yorum:

Semt Aşığı dedi ki...

Hastalıklı zihniyetten biri olarak;turnuvanın en çok sarı kart yiyen takımına bakmak istiyorum.Üstelik Almanya-Türkiye maçında Lahm diye bi insanın 90 dk. kartsız kalması standartsızlıkğın ve çifte standardın kralıydı.

Hayatımız Futbol dedi ki...

lahm konusund katılıyorum arkadaşa