15 Haziran 2008 Pazar

İspanya’dan Bir İlk




İsveç-İspanya mücadelesinde, İsveç teknik direktörü Lagerback’in, gruptaki ilk maçlarından farklı olarak, sakatlanan Wilhelmsson’un yerine sağ kanada, aslen bir forvet olan Elmander’i yerleştirdiğini, onun da arkasında ihtiyar Alexandersson’dan ziyade Stoor’u tercih ettiğini görüyorduk. İspanya’ysa onbirinde hiçbir değişikliğe gitmemişti.

Aslında Alexandersson’un yerine Stoor’un tercih edilmiş olması, Lagerback adına önemli bir gelişme çünkü kendisi ısrarla veteran oyuncuları kadroya dolduran bir teknik direktör. Bu açıdan Henrik Larsson tercihi sonuna kadar anlayışla karşılanabilir ama onun dışındaki seçimleri gerçekten sorgulanacak cinsten.

Lagerback’in en çok keyif kaçıran yanıysa takımını futbol oynatmamaya programlaması. İlk maçta karşısında da kendisi gibi bir teknik direktör (Rehhagel) bulmuştu ve ortaya futbolseverler için eziyet gibi geçen bir oyun çıkmıştı. Dün neyse ki İspanyollar daha pozitif bir görüntüdeydi de maçın en az 60-70 dakikası orta yuvarlak ve çevresinde geçmekten kurtuldu.

İspanya’nın kanatsız 4-1-3-2 anlayışının onlara sorun yaratabileceğini düşünüyorduk ama İsveç’in kanat oyuncuları Ljungberg ile Elmander, İspanyolların savunmalarının sağında ve solunda oynayan Ramos ile Capdevila’yı buna rağmen yeterince zorlayamadılar. Aslında kağıt üzerinde David Silva sol, Iniesta da sağ kanatmış gibi görünüyor ama bu oyuncular taç çizgisine yaklaşmaktan ziyade sürekli ortaya kaçıyorlar. Göbekten hücum etmeye kalktıklarında bu müthiş bir artı sağlıyor onlara. Aynı şekilde savunmaları da cepheden kolay kolay açık vermiyor. Fakat savunmasında göbeği iyi kapatan, hücumda da kanatları iyi kullanan bir rakip karşısında alternatif bir şablon üretmeleri şart. Özellikle de çeyrek finalden itibaren oynanacak maçların telafisinin olmayacağı düşünülürse.

İspanya ilk çeyrek saat dolmak üzereyken güzel bir korner organizasyonu neticesinde Torres’in fırsatçılığı ile öne geçti ama bu golden 10 dakika sonra Puyol’un sakatlanıp yerini Albiol’e bırakması İspanya adına önemli bir zaaf doğurdu. Zaten çok geçmeden Ibrahimovic o arızalı bölgeye sızıp skora dengeyi getirmeyi bildi. Ancak devre arasında da Ibrahimovic’te bir sorun çıkmış olacak ki İsveç takımı ikinci yarıda sahaya onun yerine Rosenberg’le çıktı. Bu bölümdeki en ilginç teknik direktör hamlesiyse Aragones’ten geldi. Tecrübeli teknik adam daha 58. dakikada Iniesta ve Xavi’yi oyundan alıp yerlerine Fabregas ile Cazorla’yı sahaya sürerek bütün değişiklik haklarını tamamlamış oldu. Duraklamalar da hesaba katılırsa yaklaşık 35 dakika vardı maçın bitmesine ve olası bir sakatlık durumunda takımının 10 kişi kalması riskini göze almıştı Aragones.

Lagerback’in anti-futbol anlayışı, maçın ikinci devresinin uzun süre kısır bir görüntüde geçmesine neden oldu. Lakin duraklama dakikalarında David Villa sahneye çıkarak Lagerback’e ve onun futbol anlayışına cezayı kesti. Bu galibiyetin İspanya açısından önemi büyük. Zira İspanyollar, Avrupa Şampiyonalarında grup maçları uygulamasına geçilen 1980 yılından beri ilk kez bir turnuvaya ilk iki maçta iki galibiyet alarak başlamış oldular. Önceleri ya ilk maçı kazansalar devamını getiremezler, ya da hepten kötü başlarlardı. İkide iki yapmış olmanın, 1964 yılından beri hasret oldukları şampiyonluk yolunda onlara çok daha büyük bir özgüven ve umut aşılayacağı muhakkak.

Hiç yorum yok: