15 Haziran 2008 Pazar

Kral Otto Tahttan İndi




Bir an için dört sene öncesine gidiyorum. Euro 2004 yarı finali... Turnuvanın flaş takımı Çek Cumhuriyeti’yle, sürpriz takımı Yunanistan karşı karşıya... 90 dakika Yunanlılar maçı 0-0’a bağlıyor, uzatmalarda da bir köşe vuruşunda Dellas’tan gelen gümüş golle finale yükselen taraf oluyorlar. Acaba diyorum, o maçta gümüş golle finale kalan taraf Çek Cumhuriyeti olsaydı, Euro 2004’ü nasıl hatırlardık? Sonra da şu sonuca varıyorum: Muhtemelen Portekiz-Çek Cumhuriyeti finalinden çok Yunanistan’ın başarısının konuşulduğu bir turnuva olurdu Euro 2004.

Öyle ya, açılış maçında ev sahibi Portekiz’i yenmişler (hatta varsayımımıza göre belki de aynı Portekiz daha sonra Çek Cumhuriyeti’ni finalde yenip şampiyon da olacaktı), gruptan İspanya’yı geride bırakarak çıkmışlar, çeyrek finalde de son şampiyon Fransa’yı saf dışı bırakmışlardı. Hatta yarı finalde Çek Cumhuriyeti’ne elenmeleri durumunda belki birçok kişi “yazık oldu Yunanistan’a” bile diyecekti. Fakat yarı finalde Çekleri, finalde de Portekiz’i, futbol oynatmamaya odaklı bir oyunla ve duran toptan gelen birer golle yenerek kupaya uzanmaları, Yunanistan’ı çok daha farklı bir konuma yerleştirdi. Yarı finalde elense hakkında kahramanlık öyküleri yazılabilecek takım, şampiyonluğa ulaşınca neredeyse alay konusu oldu.

Büyük bir çoğunluk, bu şampiyonluğun Yunanistan’a tanrının bir lütfu olduğunu düşünüyordu. Yine büyük bir kesim, Yunanistan’a, ortaya koyduğu anti-futbol anlayışından ötürü tepkiliydi. Yunanistan’ı mucizevi bir başarıya götüren bu anlayışın ilerde birçok takıma kötü örnek olmasından da korkuluyordu.

Öyle ya da böyle, sonuç getiren bir sistem vardı Rehhagel’in elinde. Bu sistemde ısrarcı olması durumunda Euro 2008’de de en azından bir çeyrek final görebilirdi takımı. Ancak ne olduysa Rehhagel takımın kısıtlı hücum planını bozmayı tercih etmişti. Bunu ilk İsveç maçından sonra da yazmıştık. Kısa bir forvet olan Gekas’ın 4-3-2-1 dizilişinde en ilerde yer alması, tek santrfor oynamaya gayet müsait bir fizikte olan ve Euro 2004’te de zaten o şekilde görevlendirilen Charisteas’ın da ofansif orta saha gibi oynatılması, işleyen düzene çomak sokmuştu.

Rehhagel ortada bir diziliş sorunu değil de sanki bireysel bir sorun varmış gibi dünkü Rusya maçında da Charisteas’ı aynı görevle sahaya sürdü, yaptığı değişiklikse Gekas’ın yerine Liberopoulos’u en öne koyarak başlamak olmuştu. Tabii netice açısından bir değişiklik olmadı. Yunanistan yine gol yollarında etkisiz kaldı. 61. dakikadaki Liberopoulos-Gekas değişikliği ve arızalı sistemin bir önceki maçta olduğu gibi aynen devam etmesi, hayretlerimizi bir kat daha arttırdı. Ortada Rehhagel gibi tecrübeli bir isim olunca insan “mutlaka bir bildiği vardır” demeden edemiyor. Fakat işin kötü tarafı, Rehhagel’in o “bildiğinin” ne olduğu düşünüldüğünde bir türlü net bir cevap bulunamıyor olması. Öyle ya, yaptığı tercih mantık olarak Roberto Carlos’u stopere, Lucio’yu da beke yerleştirmekle hemen hemen aynı doğrultuda!

Tüm bunlara bir de Nikopolidis’in yine takımını yakan bir gününde olması eklenince, Yunanistan’ın Rusya önünde de 1-0’lık bir mağlubiyet alması kaçınılmaz oldu. Sonuçta bir önceki turnuvanın Avrupa şampiyonu, bu turnuvada iki maç sonunda ne gol atabildi, ne de puan alabildi. Yazının başında da belirttiğimiz üzere Yunanistan’ın 2004’teki Avrupa şampiyonluğu zaten büyük bir kesim tarafından ciddiye alınmamıştı, bu sonuçlarla birlikte artık çok daha fazla iğnelenecekler.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

guzel demissin be abi, ama ben bu kadar 20008de sistem deistirdiklerini anlayamamistim. hatta 2004te ben destekliyordum bunlari ulan komsu kazansin ne guzel olur diyordum. ama dogru demissin o zaman kendilerinden cok insani tiksindirdiler, 2004te yari finalde gururlariyla elenselerdi kupayi kazanmalarindan daha cok meshur olurlardi cunku kupayi alinca millet tiksindi kendilerinden. e ulan 2008de hhala ayni sistem defansif (sen deisti demissin aciklamissin iyice ama) yani ben bile izlerken iyi takim derken artik bikmistim lan italya ile oynarlarsa bunlar direk 90 dakika sil at hayatindan diyordum, cidden sevindim bus efer elenmelerine. biz bunlar gibi kupa kazanacagimiza boyle ofansif oynayip yari finale cikalim futbolumuzla alkislanalim yeter. hala yabancilar 2002de turkiye nasildi hic boyun egmediniz hep ofans oynadiniz diyorlar. o kupayi boyle defans yaparak kazansaydik simdi bu kadar adimiz hala duyulunca 2002 diye zor gecerdi bence yada duyulsa bile insanlar kotu seyler dusunurdu. boyl4e oynayalim birde yari final oynayalim yeterde artar.